13 Ocak 2014 Pazartesi

Bir ilişkiyi yürütebilmek için ne gerekir? 1. Bölüm

Yıllardır her başarısız biten ilişkinin ardından sorgularım, neden?
Biriyle tanışmak, onu hayatımıza almak, kabullenmek, tanımak, aranızda olan biteni bir ilişki haline getirebilmek bile başlı başına birer işken, tam yoluna girmek üzere olan ilişkilerimiz ne oluyor da bitiveriyor ?
Birbirine her konuda çok uygun iki insan düşünün, seviyorlar da üstelik birbirlerini! İkisinin de gözleri parlıyor, uzaktayken içleri çekiliyor, ayrıyken nefes bile alamaz oluyorlar. Peki sonra ne oluyor, neden yürümüyor? Cevabı basitmiş aslında. Bir kitapta okuduğum tek bir cümle kafamdaki bu koca soruyu yanıtlayıverdi; "Bir ilişkiyi yürütebilmek beceri ister, iki tarafın da bu beceriye sahip sağlıklı ruhlar olması gerekir".
Kendi ruhlarındaki sorunları çözememiş iki insan bir araya geldiğinde, aşktan ölseler bile yürümüyor o ilişki. Ya olur olmaz alınganlıklar başlıyor, ya gereksiz kaprisler ya da "ama ben haklıyım"lar. Birbirlerine olan sevgilerini göremez hale geliyorlar. Belki kompleksler, belki geçmişten gelen ruhlarındaki arızalar, canım aşklarını unutturuveriyor, küçük hesapların peşine düşürüyor. O bana bunu yaptı, ben ona bunu. O bana şunu dedi, ben ona bunu. Halbuki aşkta yoktur böyle hesaplar. Önemli olan tek şey birlikte, yan yana olabilmektir.
Aslında bu noktada yapmaları gereken tek şey, birbirlerinin gözünün içine tek bir defa bakmaktır. O tek bakış çözecek aslında her şeyi. Ama bakmıyoruz biz tabi. Çünkü uğraşacak daha çok meselemiz var sözde. Onun yerine "whatsup" giriyor devreye. Hiç söylenmemesi gereken, sonradan çok pişman olunan o cümleler yazılıp gönderiliyor. Geçmiş olsun! O dakikadan sonra, zaten yeterince arızalı olan o iki ruh, bir daha bakmıyor birbirlerinin gözlerinin içine. Aradan belli bir süre geçince, insan kendi kendine oturup düşününce, parmaklarım kırılsaydı da yazmasaydım o son cümleyi diyor. Yazmasaydım, sussaydım, onun yerine ilk uçakla yanına koşup baksaydım gözlerine, en azından son bir kez. Varsa paylaşamadığımız bir şey, son kez yüz yüze kapışsaydık.
Hala seviyor muyum evet, özlüyor muyum her zamankinden çok. Haksız mıyım, hayır! Kendi haksızlığımı kabul etmeme yine de engel oluyor içimdeki sağlıksız ruh. Ama umurumda değil artık, çünkü kimin haklı olduğunun bir önemi kalmadı. Biz birlikte olamadıktan sonra, hiçbir şeyin önemi kalmadı zaten. Peki yapılacak ne kaldı derseniz, derin bir nefes almaktan başk
a hiçbir şey.
Benim kendi adıma aşkımı kurtarmak için hiç ümidim yok artık, ama hala ümidi olanlar kimin haklı, kimin haksız olduğunu bırakın bir an önce. Sevgilinizin gözünün içine bakın, orada göreceksiniz devam etmeye değer mi değmez mi. Birbirinizi kaybetmenize neden olan o saçma sapan konuları unutacaksınız bir gün. Hatırladığınız tek şey midenizdeki o sızı olacak.
Netice itibariyle, artık şunu çok net biliyorum. Ruhumuzdaki arızaları, geçmişteki yaraları çözmeden, hayatımızın aşkıyla bile mutlu olmamız mümkün değil. Yani önce kendimizi iyileştirmemiz gerekiyor ki, karşımızdaki insanı da mutlu edelim, mutlu olalım. Yoksa daha çok büyük sevgiler, aşklar kopar gider elimizden.
2. Bölüm ne olacak derseniz, bizi bu noktaya neler getiriyor, ruhumuzun neler hasta etmiş anlamaya çalışacağım, tabi işin içinden çıkabilirsem :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder