20 Temmuz 2012 Cuma

Mavi oje...

Yine hayatta yapmam dediğim bir modaya uydum ve şu renkli ojelere dadandım. (Daha önce taytlar için de aynı şeyi söylemiştim ve şimdi bayılıyorum :))
Dün yeni aldığım mavi ojeyi sürerken de düşünmeye başladım, bu aralar sana bir haller oldu pek bir yenilik meraklısı oldun ne iş... Normalde evdeki 20 senelik, her yeri yırtık Mickey'li t-shirtlerimden ayrılamaz içim burkulur, t-shirtün duyguları var zanneder, hatta o Mickey'i gözünde bir damla göz yaşıyla çöp kutusunda otururken hayal eder atamam. Annemle toz bezine dönüştüğünü gördüğüm kaç t-shirt yüzünden bozuşmuşluğumuz bile vardır.
Yıldızlar, gezegenler, burçlar, vs bana oyun mu oynuyor bilmiyorum ama galiba bendeki bu değişim bu sıralar aşk hayatıma da yansıyacak. Tam 10 yıldır hayatımda 3 adam var ve sıra ile hayatıma girip, dengemi alt üst edip, çekip gidiyorlar. Hatta arkadaşlarım dalga geçmeye başladı, birbirlerini arayıp haber verdiklerini düşünüyorlar. "Abi ben bu sefer çok fena kızdırdım seni bi ara da al gönlümü kızın". Her şeyi beklerim onlardan :) Her neyse, yılbaşından sonra birinden Moskova'ya gitmesiyle kurtuldum. Kalbim buz gibi artık.


Büyük aşkım, akıl hocam beş yıl kadar önce kendine bensiz bir yuva kurdu, şimdi evli ve mutlu. Bazı sevgiler zaman içerisinde başka bir şeye dönüşür derler. Doğruymuş. Büyük aşklar zaman içerisinde önce büyük nefretlere, sonra onsuz yapamayacağını anlayınca güzel arkadaşlıklara dönüşüyor. Bizimki de onlardan biri işte, dışarıdan bakanların anladığının ya da anlamak istediğinin aksine, kimse için tehdit olmayan bir ilişki ortaya çıktı zamanla. Bazı aşklardan ümidi kesince o insandan da vazgeçmeniz gerekmiyor. Onun yanınızda, arkanızda olması duygusu belki de en büyük aşktan daha çok ihtiyacımız olan bir şey bu hayatta. Çünkü aslında hepimiz bu hayatta okadar yanlızız ki.
Gelelim üçüncüsüne, bir ilişki nasıl olur da arkadaşlıkla başlar, fuck buddy'liğe dönüşür ve sonra kalbinizin çarpmasını sağlar, aynı evi paylaştırır, hem dostunuz hem aşkınız haline gelir ve vazgeçilmez olur. Onun canı azıcık yansa sizinki de yanar yanında olmadan rahat edemezsiniz. Ama karşıdaki insanın hayatında, öncelikleri arasında yer almadığınızı, büyük acılar yaşadığında bile teselliyi uzakta araması kalp kırıcı. Demek ki bir yerlerde bir yanlışlık yaptık, ya da fazla zorlamaya gerek yok bizimki göründüğü kadar deli bir aşk değilmiş. Bu duruma alıştım, ve gördüm ki onsuz da yaşayabiliyorum.
Kafamı bütün bunlardan uzaklaştırmak için bir de kalkıp odamı yeniden dekore ettim. Hayır tek kişilik yatak duruyor :)) ama 8 yaşındaki bir kızın odası değil artık daha çok Ankara yerine Santori'ni de yaşamak isteyen ama annesinin evinde oturmak zorunda olan birinin odası gibi...
Her neyse, hayatımdaki bu adamlar gelip giderken çevremde bu tür ilişkiler yaşayan pek çok arkadaşım olduğunu farkettim. Hatta bir tanesi şuanda bilmem kaç yıldır çıkmalarına rağmen ya evleneceğiz ya ayrılacağız noktasında. O da bırakamıyor sevgilisini bir türlü. Mutlu mu hayır ya da bazen, ayrılabiliyor mu hayır.
Peki ne oluyor da bırakamıyoruz bu ilişkileri, ne evlilikler tek celsede biterken bizdeki sorun ne?
O sevgilisinden ayrılamayan arkadaşım aslında durumu çok net açıkladı; "Yeniden birine kendimi anlatmak o kadar zor geliyor ki, yani düşünsene taa en baştan hangi müzikleri sever, ne yer ne içer, geçmişi, hayalleri..." Ve gördüm ki bütün bunlara başlamak için ne bende ne de onda, ne enerji var ne de heves. Peki doğru olan ne? Sırf kendimizi anlatmaya ve yeni birini tanımaya üşendiğimizden yeni ilişkilerden kaçmak, eskilere saplanıp kalmak çözüm mü? Ya da bizi mutluluğa bunlar mı götürecek?
Daha geçen gün yeni biriyle tanıştım, ve şimdi aramasını istiyor muyum istemiyor muyum onu bile bilmiyorum. Neredeyse arayacak diye korkuyorum. "Yani Tarkan dinleyen biri bana ne katabilir ki" diye düşündüm. "O benim dinlediğim grupların adını bile duymamıştır bense onun dinlediği yeni nesil Türk Popçularını", bunun gibi bir sürü soru kafamda dolanıp duruyor. Hala lisede önem verdiğimiz şeylere mi önem veriyoruz diye düşündüm. Hiç mi büyümedin kızım, ne şarkısı ne grubu, "Çocuk Tarkan dinliyor ama belki seni mutlu edecek bir denesen". İç sesim bile annem gibi konuşmaya başladı artık. Korkuyorum o kadından :)
Hayatıma yeni bir ilişkiyle devam etmek istiyorum cidden. Ama içimde hala bir yerlerde o adamlardan birine karşı bir şeyler var. Hangisi olduğunu ne onlar ne de başkası hiç bir zaman bilemeyecek büyük ihtimal. Belki üçüyle de bir daha hiç bir zaman bir araya gelmeyeceğiz ama keşke sihirli bir değnek gelse bu son 10 yılı tekrar yaşasak ve o yıllarda yaptığımız hataları yapmasak, birbirimizin değerini bilsek, başka insanları hayatımızı almamış olsak. Şimdi nerede olurduk acaba? Bu kadın yerine başka birini mi yetiştirmiş olurdum bu bedende ya da o nasıl biri olurdu?
2012 değişimlerin, başlangıçların, bitişlerin yılı diyor astroloji, 7. ayı bitirmek üzereyiz bu saatten sonra sihirli değnek bulmamız biraz zor ama belki de bütün o geçmişte yaşadıklarımızdan artık bazı dersler almışızdır ve bundan sonraki ilişkilerde aynı hataları yapmayız. Iyyy ne klişe oldun nefret ettim bu sondan hiç bana göre değil, hatalardan ders almak da neymiş, hata üstüne hata yapar, kafa göz yara yara aşık olurum yine aynı tip adamlara. En iyisi gidip sihirli değnek arayalım, yeni bir ilişkiye başlamaktan daha kolay olacak galiba :))



5 yorum:

  1. Arkadaşım bolğunu okudum ve çok begendim. Senin bu hissediklerin bende sadece şu duyguyu oluşturdu , Bu kız büyümüş ve artık olgun bir kadın olmuş ve ihtiyacı olan tek şey yol arkadaşlığı yapacağı bir ilişki. Dediğin gibi herkes tek ve herkes ne kadar yaşamayacakmış gibi gelsede yalnız yaşabilir. Seni tanımıyorum ama sadece önerim şu içini dinle tarkan dnleyen kişiye takıl bakarsın yol arkadaşın odur kim bilebilir ki ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cook sevindim begendigine, büyümüş müyüm dersin :)Bütün bunlar büyüttü galiba sonunda :) Cocuga bir şans vermeliyim belki de dogru diyosun

      Sil
  2. Ellerine sağlık Ceydocummm nefis bir yazı olmuş...saklayıp tekrar tekrar okumak hatta başkaları ile paylaşıp ne kadar haklı di mi? demek geliyor içimden...2012 7. ay :) merak etme zamanımız var hala:) bol şans diliyorum tüm kalbimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa begendik demek çok sevindim :)))paylaş paylaş herkesle reklamımı yap azıcık :) zaman var bencede acelem yok gibi geliyor ama yaş da 31 oldu hani :))

      Sil
  3. Ceydacım yazılarını yeni yeni okuyorum ve çok beğeniyorum.. Hepimizin dönem dönem yaşayıpta senin gibi dile getiremediğimiz şeyler.. bileğine sağlık diyorum.
    Seni çok fazla tanıdığımı ve ne yaşadaığını bildiğimi söyleyemem iş dışında ama bencede bir şans ver derim. çünkü bende en umudumu kaybettiğim anda küçük bir şansla yol arkadaşımı buldum ve şimdi hayat çok güzel.. Bende senin için bütün kalbimle yol arkadaşını bulmanı diliyorum en kısa ama doğru zamanda ;)
    Sevgiler öpüyorum..

    YanıtlaSil