6 Temmuz 2012 Cuma

Öğle uykusu...


Bir önceki geceden kaldığım günlerde ofiste öğle aralarında yemekten sonra başımı masama koyup yarım saat kestirme gibi bir huy edindim bugünlerde. Her ne kadar rüyamda yine denetim raporları, vs gibi işle ilgili şeyler görsem de, o yarım saatlik uykular günün geri kalanını daha enerjik ve zinde geçirmemi sağlıyor.
Bu uyku aralıkları, anneannemlerin yazlığında küçükken geçirdiğim yazları ve denizden eve dönüp anneannemin hazırladığı yemekleri yedikten sonra İzmir'in o boğucu sıcağından uzakta, çiçek desenli ahşap kanepede aldığım öğle uykularını getirdi aklıma. O yıllarda kurduğumuz hayalleri, tutuğum günlükleri, uyandıktan sonra heyecanla giyinip tekrar arkadaşlarımızın yanına döndüğümüz o koşuşturmalı eğlenceli günleri nasılda unutmuşum yıllardır.
Günlük tutmak hayatımızın ne kadar önemli bir parçasıydı. Belki de ilerde kitap yaparım dediğim o günlükleri bir ev taşınması sırasında, belki de anılarla yüzleşmemek için yok ettim, sanırım çöp oldular şuanda.

Tabi yazlığa gidiş hazırlığını da unutmamak lazım. En az 3 bavulla giderdik, yanımıza o kadar çok ayakkabıyı kıyafeti alıp sonra da Gümüldür pazarından herkesin üzerinde olan gecelik kılıklı, ince askılı elbiselerle geçirirdik bütün yazı ve tabi bikinilerimizle. Babam yola çıkacağımız zaman arabanın bagajına koymak istediklerimi görüp küçük bir kriz geçirir sonra atlatırdı. Yıllar içerisinde, zamanla alıştı bu duruma. Şimdi ise tatile olabildiğince hafif, mümkünse kabinde yanıma alabileceğim küçük bir çantayı dolduracak kadar kıyafetle yola çıkmayı tercih eder oldum. Küçük yaşlardaki o moda tutkusu yerini iş gören, hafif yine de tarz kıyafetlere bıraktı. O yıllarda, her yaz moda dergileri alır sonbaharda şehre dönünce neler giyeceğimizi düşünürdük. Hayatımızın hep o dergilerdeki gibi olacağını sanırdık belki de. Moda blogu yazan yazarlara hayranlıkla bakıyorum o yüzden, kıyafetlere modaya o kadar vakit ayırabilmelerine bayılıyorum. Ama tırnaklarımla kazıyarak kazandığım maaşımı çula çaputa harcıyormuşum gibi gelmeye başladı galiba yaşım ilerledikçe. Dolaptan sürekli bir şeyler atıp kurtulmaya çalışıyorum.
Tabi her şey yeni bir aşkla karşılaşıncaya kadar. Sonra bunu da gördü, bunu da gördü diyerek bütün elbiseleri eledikten sonra soluğu yine bir alışveriş merkezinde alıyorum. Ki eminim o gördü dediğim kıyafetlerin hiçbirini hatırlamıyordur :) Neyse yaz geldi hadi yine eskisi gibi aşık olup alışverişe çıkalım :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder