23 Aralık 2012 Pazar

2012 bizi çok değiştirdi çok...

Dün evdeki yeni yılbaşı ağacına baktım ve sanki bütün bir yıl gözlerimin önünden geçti. Ağacın yanıp sönen ışıklarına gözlerim takıldı ve düşünmeye başladım. Ne yıldı ama 2012. Son 10 yılın birikimi sanki 1 yıla sığdı. Olması gereken her şey bir yılda oldu ve bitti. Halbuki Mayalara inat 2012'ye nasıl büyük bir umut ve hayallerle başlamıştım. "Çift sayıları severim harika bir yıl olacak 2012" dediğimi daha dün gibi hatırlıyorum. Şimdi düşününce fark ettim ki, 2012 kendini daha ilk günlerinden belli etmiş de ben görememişim.
O zamanki sevgilimle yeni yılın ilk gününe uyanıp o bembeyaz manzarayla karşılaştığımızda da aynı duyguları hissetmiştim. Evet bu yıl güzel bir yıl olacak, yeni ve beyaz bir sayfa. Altıncı hissim beni yine yanılttı, aynı haftanın ortasında terk edilmemle birlikte benim 2012 filmim de başladı.
Bir eski sevgilinin gidişi bazen bizi o an gözümüze daha iyi gözüken başka bir eski kangren ilişkiye sürüklüyor. Hadi bir şans daha vereyim diyoruz. "Bu sefer farklı olacak, gerçekten de değişmiş galiba, beni daha mı çok seviyor ne, o kadar iyi anlaşıyoruz ki". Aklınızın size bu oyunu oynamasına sakın izin vermeyin. Aklımız bize bunları, bazen kendimizi bazen en yakın kız arkadaşlarımızı ikna etmek için söyletiyor. Ve sonuçta ne kendimiz ne de kız arkadaşlarımız onaylamasa da o adamlara geri dönüyoruz işte. O cümlelerin altında aslında şunlar var "O şerefsiz beni terk etti ama yalnız kalmaktan o kadar çok korkuyorum ki, o eski ilişkiye geri dönmek zorundayım, ona bir şans daha vermezsem bütün hayatım boyunca acaba şans vermeli miydim diyeceğim".
İşte 2012'nin misyonu burada devreye girdi. Bana kalırsa 2012'nin görevi önce gözleri kör edip sonra bize büyük bir aydınlatma yaşatıp "al işte gerçekte olanlar bu, yıllardır uyuyorsun" demekti. Kendimizle, işimizle, aşk hayatımızla ilgili daha önceden göremediğimiz ya da görüp de görmezden geldiğimiz her şeyi gözümüze gözümüze soktu. İçinde yaşayıp dayanmaya çalıştığımız her şey birden katlanılmaz hale geldi. Kimimiz iş değiştirdik, kimimiz şehir, kimimizse aşk.
21 Aralık'ta gerçek bir son olmadı belki ama 2012 zaten bitişlerin yılı oldu diyebilirim. Yaklaşık 10 yıldır hayatıma kamp kuran bütün o eski sevgililerden -biraz sancılı da olsa- kurulmayı başardım. 2012'nin sonuna doğru, kendime dönüp düşünmeye başladım ben nasıl biri oldum bu yılın sonunda. Aslına bakarsanız daha temkinli biri oldum galiba. Eskiden her maceraya balıklama atlayan ben, şimdi önce bir durup düşünmeye başladım. 2012 beni değiştirdi evet. 30'lu yaşların vermeye başladığı olgunluktan mı yoksa bu yılın kendine has misyonundan mı bilmiyorum ama artık büyümeye başadım. Ve fark ettim ki artık hayatın bir sonraki seviyesine hazırım. Daha doğrusu 2012 beni hazırladı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder